20 Ocak 2010 Çarşamba

Kardeş kavgasına nihayet olsun


Dün 19 Ocak’tı, 19 Ocak 3 yıl öncesine kadar yakın siyasi tarihimizde yeri olmayan bir gün’dü. Fakat artık öyle olduğunu söylemek biraz zor çünkü; ülkemiz 3 yıl önce 19 Ocak saat 15.00 sularında demokrasiye bir şehit daha verdi. Adı Hrant bu topraklarda doğmuş, büyümüş ve de vefat etmiş bir Gazeteci-Yazar. Hrant Dink’in adını birçoğumuz 3 yıl öncesine kadar duymamıştık diyebiliriz fakat o, ömrünü halkların kardeşliğine adamış, özellikle Türk ve Ermeni ilişkileri için diyalog reçetesi sunmuş, ‘’Türklüğü aşağılamak’’ tan dava açılmış fakat o, ben: ‘’Türkleri ve Türklüğü aşağılayacaksam niye içlerindeyken aşağılayalım? aşağılayacaksam gider uzaktan aşağılarım bunlarda başıma gelmez bu leke’de alnıma sürülmez’’ diyerek ırkçılığı en büyük suç olarak gören bir insandı. Fakat gelin görün ki Ergenekon yapılanması çoktan fermanı yazmıştı Hrant Dink için. O, kahpece arkadan vurularak öldürülecekti. Daha sonra suikastı yapan maşa, elleri kelepçeli şeref nişanı! olarak Türk bayrağı önünde fotoğraf çektirecekti. Sanırım onuda çerçeveletip koğuşta yatağının başına falan asmayı düşünmüştür başka ne yapacak ki zaten. Derin güçler Kafes eylem planında Hrant’ı unutmamışlar ‘’Hrant suikastı için operasyon adını kullanmışlardı’’ . 2001 MGK toplantısında alınan kararlardan birisi, devlet bütünlüğü için en büyük tehlikenin azınlıklar olduğunu söylüyordu.
Nasıl bir ülkede yaşıyoruz? Bütün ülkelerde devletlerin ordusu olur, bizim ülkemizde ordunun koca bir devleti var. Zaten Sağ olsunlar 10 yılda bir sallanan Demokrasimizi yerine oturtmak için yönetime el koyuyorlar-dı ki medya halkın sesine biraz kulak kesilince bu baskıya dur demeye başladı ve artık darbeler yapılmadan KAĞIT PARÇALARI! halinde ortaya çıkarılıyor, derin Ergenekon yapılanması ortaya çıkarılıyor. Bu arada Ergenekon davasının başlamasının ardından medya’ya karşı sindirme operasyonu başlatılıyor Ergenekon hakkında yazan yazarlara 3000 dava açılıyor sebep? duruşmanın gizliliğini ihlal’den davalar açılıyor bu ülkede hani basın özgürlüğü Anayasamızda 28. Madde ile güvence altına alınmıştı? Medya’da halkın zararına olan bir olayı yazmayacakta neyi yazacak? bilmem kimin nerde? ne zaman? ne yaptığını mı?
Demokrasi’nin rahat işleyebilmesi için insanların vicdana, adalet bilincine sahip olmaları gerek ve de medya’nın darbe şak şakçılığı yapan bir mantalite ile değil bizlerin yani halkın refah düzeyine katkı yapabilecek bir yayın politikası olması şart.Vicdan gerek çünkü geçmişte yapılanların hesabı sorulabilesin Adalet gerek çünkü bu yapılanlar cezasız kalmasın.Bu ülkeye Ahmet’ler Hrant’lar Çetin’ler Abdi’ler gerek gerek ki bu ülke de bir daha insanlar suikasta uğrayarak ölmesin, kovulmak suretiyle memlekitini terk etmesin. Cahit Sıtkı’nın da şiirinde dediği gibi; Memleket isterim ne başta dert ne gönülde hasret olsun Kardeş kavgasına bir nihayet olsun

1 yorum:

  1. söylecek bisey bulamıyorum gerçekten durumu çok güzel anlatmışsınız tebrik ve tesekkurlerimi sunarım

    YanıtlaSil